“`html
Hürriyet muhabiri Gonca Şenay’ın aktardığına göre, Milli Savunma Bakanı’nın yılsonu değerlendirme toplantısında öne çıkan ana başlıklar şu şekilde:
Askeri İş Birliği ve Yeni Yönetim
Yerli güçlerin faaliyetlerinin her aşamasında ülkemizin yer almadığını belirtmek istiyorum. Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve bölgesel güvenliğimize ciddi tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün, mevcut belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceğiz. Suriye’deki yeni gelişmeler ve durum ilerleyen zamanlarda daha netleşecek. Esad’a karşı mücadele eden yeni yönetim; hükümet kurumları ve uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini taahhüd etti. Kimyasal silahların tespit edilmesi durumunda bu bilgilerin Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne şeffaf bir şekilde bildirileceği konusunda da özellikle vurguda bulundular. Yeni yönetimin uygulamaları göz önünde bulundurularak onlara bir fırsat tanımamız gerektiğini düşünüyoruz. Şu anda birçok ülke ile Askerî Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız mevcut. Yeni yönetime ihtiyaç duyulması halinde gereken desteği sağlamaya hazırız.
“PKK’nın Tasfiyesi Önceliğimizdir”
ABD’nin Suriye’de uzun zamandır sürdürdüğü tutum artık değişti. Ortada olan bir gerçeği herkesin kabul etmesi gerekiyor. PKK/YPG’nin önemli gelir kaynaklarından biri olan Deyrizor şimdi muhaliflerin kontrolü altında. Bu durum, PKK/YPG’nin finansal durumunu oldukça zor hale getirdi. TUSAŞ’a yapılan saldırı sonrası, Suriye’deki terör gruplarına mali destek sağlayan tesislerin hedef alındığını da belirtmeliyim. Gelen bilgilere göre yeni yönetim, Suriye’de kapsayıcı bir rol üstlenme arayışındadır.
PKK/YPG’nin lideri Ferhat Abdi Şahin, bu yeni yönetimle anlaştıklarını ve Suriye’de yeni bayrağın dışında başka bir bayrak dalgalandırılmayacağını belirtti. Bu durum, terör örgütünün gelecekteki yönelimlerini değiştirme çabasında olduğunu gösteriyor.
Suriye halkı, yeni yönetim ve biz Türkler, PKK/YPG’nin kendi başına hareket etmesine müsaade etmeyeceğiz. Onların tasfiyesi şu anki en önemli önceliğimiz. Bu durumu ABD’li müttefiklerimize de açık bir şekilde ilettik ve onların tutumlarını yeniden gözden geçirmelerini bekliyoruz.
Yabancı Unsurlar ve Suriye’deki Durum
Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesi kaçınılmazdır. Hem bizler hem de Suriye’nin yeni yönetimi bunu arzuluyor. Sınır dışından gelen herkes Suriye’yi terk edecek; Özellikle Suriyeli bireyler silahlarını bırakacaklar.
Kürt kökenli kardeşlerimizle sorun yaşamıyoruz, sorun yalnızca teröristlerledir. PKK/YPG’nin baskı ve zalimliklerine maruz kalan Kürtler, çocuklarını zorla askere almakta; bu durum aileleri huzursuz ediyor ve çocuklarını kurtarmak için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. Bizim bugünkü problemimiz, Kürtler de dahil olmak üzere insanların üzerindeki baskıyı sürdüren PKK/YPG ile mücadeledir.
Örgütün Silahları ve DEAŞ ile Mücadele
Yaptığımız anlaşmalara sadık kaldığımızı ve muhataplarımızdan da bu anlaşmalara uyulmasını beklediğimizi defalarca ifade ettik. Terör örgütünün elindeki ağır silahların bir şekilde toplanması gerektiği konusunda ısrarcıyız. ABD’den alınan silahların çoğu, çatışmalarda kullanılmakta veya başka grupların eline geçmektedir. Özellikle bazıları, PKK tarafından Irak’ın kuzeyine aktarılmış durumda. Irak’ın kuzeyinde eleman temininde sıkıntı çeken PKK, Suriye’den kendi militanlarını ve malzemelerini aktarmaya çalışıyor, ancak gönderilenlerin çoğu, bölgeyi bilmediği ve zorlandığı için ya teslim oluyor ya da örgütten kaçıyor.
DEAŞ’a Karşı Yeni Yaklaşımlar
ABD’ye, “PKK/YPG ile iş birliğini bırakın, DEAŞ’a karşı iş birliği yapalım” dedik. Ayrıca El-Hol kampındaki binlerce DEAŞ’lı ve ailelerinin kontrolünü sağlayabileceğimizi belirtmiştik. Ancak ABD’nin PKK/YPG ile iş birliğine devam ettiğini görmekteyiz. Terörle mücadelede teröristlerle ortaklık kurmanın doğru olmadığını her açıdan ifade ettik. Son 3 yıl içinde DEAŞ’ın yaptığı bir saldırı ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaştık mı? Bu sorunun yanıtı hayır; şu an DEAŞ’dan bahsetmiyoruz bile.
Rusya’nın Suriye’deki Varlığı
Rusya’nın Suriye’deki birliklerinin tamamen çekildiğine dair kesin bir veri mevcut değil. Bazı gemiler bakım amacıyla Rusya’ya geri dönebilir. Ancak Suriye’den ayrılacaklarına dair bir kanaat görmüyorum. Kalmak için elinden geleni yapacaklardır. Bir Rus yetkilisi, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle bu konuyu görüştüklerini belirtti. Rusya, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye yönlendirmiş durumda. Bu süreçteki destek taleplerine henüz yanıt vermemişlerdir. Her ülkenin içinde bulunduğu duruma göre bir planı var.
Beşar Esad’ın Suriye hava sahasından yararlandığına ilişkin iddialar ise doğru değil.
Türkiye’nin Suriye’deki Askeri Varlığı
Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, bölünmeyi önlemek ve terör koridorunu engellemek amacı taşımaktadır. Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi süreçlerin barışla tamamlanması ve sınırlarımızın terör unsurlarından arınması hedefimizdir. Gerekli şartlar oluştuğunda, bu konular Suriye’nin yeni yönetimiyle tekrar değerlendirilecektir.
Süleyman Şah Türbesi’ni Karakozak’tan, şu anda bulunduğu Eşmesi köyüne taşıdığımızı belirtmiştik. Türbenin eski konumuna seyahat edip etmeyeceği, sahadaki gelişmelere bağlı olarak daha sonra değerlendirilecektir.
Eurofighter Uçakları Türkiye’ye Geliyor
40 adet F-16 alımı süreci devam etmekte ve teknik müzakereler sürmektedir.
Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu yönde ilerliyor. Katar’daki tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait iki Eurofighter, 18 Aralık’ta Ankara’ya gelecek ve bu uçakları yerinde göreceğiz. F-35 alımının da gündemde olduğunu belirtmiştik. F-16 alımlarındaki olumlu gelişmelerin, F-35 süreçlerini de olumlu etkileyebileceğini düşünüyoruz. ABD’de yeni yönetimle CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını müttefiklik ruhuna uygun olarak tartışacağız.
Disiplin ve Moral Üzerine
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde disiplin süreçlerinin sürdürülmesi hayati bir öneme sahiptir. Disiplinsizlik, konunun özüdür; bu nedenle herhangi bir organizasyonel yanlışlık ile kesinlikle taviz verilmeyecek bir durumdur. Disiplin soruşturmasıyla ilgili yapılan incelemeler, okunan metinle ya da içeriğiyle ilişkilendirilmemiştir. Disiplin süreci son derece hassas bir konu olup, Yüksek Disiplin Kurulu henüz nihai kararını vermemiştir.
Terör Mücadelesinde Yeni Stratejiler
Terörle mücadeledeki stratejimizi değiştirerek, “terörü kaynağında yok etme” anlayışı ile operasyonlar düzenlemekteyiz. Artık sınırlı ve süreli hedeflerin yerini, sürekli ve kapsamlı operasyonlar aldı. Bu yıl yalnızca Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 2.939 teröristi etkisiz hale getirdik. Nihai hedefimiz; Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturan tüm terör faaliyetlerini kaynağında durdurmaktır.
Pençe-Kilit Operasyonu sırasında kahraman Türk ordusu, Zap bölgesinde önemli zaferler elde etti. Irak sınırının güvenliğini sağlama noktasında bu başarılar hayati önem taşımaktadır. PKK’yı kendi sorunu olarak görmeye başlayan Irak, PKK’yı yasaklı örgüt ilan etme kararına varmış olup, bunu memnuniyetle karşılıyoruz.
Sınır Güvenliği ve Teknoloji Kullanımı
Hudut hattında dünya standartlarında teknolojik sistemler etkin bir şekilde kullanılmakta. Kaçak geçişleri önlemek adına tüm tedbirlerimizi güncel tutuyoruz. Hudutlarımızda toplamda 60 bin personel görev almakta. Diğer yandan, geçmişte yaşanan bazı sosyal medya yanıltmalarına karşı sürekli bir dikkat göstermekteyiz.
Kıbrıs Meselesi ve Son Durum
Orta Doğu’daki gelişmeler sonrası, Kıbrıs adasında yaşanan hareketlilik ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir. KKTC ile GKRY arasındaki silahlanma yarışının, Ada’daki dengeleri bozduğunu belirtmeliyim. ABD’nin GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını, önümüzdeki dönemde bir yıl daha uzatmasını kabul edilebilir bulmuyoruz. Kıbrıs’ta tek çözüm; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve uluslararası statüsünün tanınmasıdır.
“`