ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonunda antisemitizme ilişkin soruları yanıtlayan Harvard, Pensilvanya ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) rektörleri, komisyon üyelerinin art arda zor sorularını yanıtlamaya çalışırken Müslüman karşıtlığı ve nefretin her türlüsünün artışına karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Kongre oturumlarını yayınlayan kar amacı gütmeyen C-SPAN televizyonu, ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonunda düzenlenen “Kampüs Rektörlerini Sorumlu Tutmak ve Antisemitizmle Mücadele” başlıklı oturumu yayınladı.
Bu kapsamda Komisyon, Harvard Rektörü Claudine Gay, Pensilvanya Rektörü Elizabeth Magill ve MIT Rektörü Sally Kornbluth’u üniversite kampüsünde antisemitizm olaylarına ilişkin yaklaşımlarına dair sorulara yanıt vermeleri için çağırdı.
Rektörlüğe son bir yılda başlayan Gay, Magill ve Kornbluth, Müslüman karşıtlığı ve nefretin her türlüsünün artışına karşı mücadele edeceklerini belirtti.
Rektörler ilk konuşmalarında Hamas’ın saldırısını ve kampüste antisemitizm içeren olayları kınayarak ifade özgürlüğü politikalarından bahsedip derhal çalışmaya başlayacaklarını ve uzun vadede nefretin tüm türleriyle mücadele edeceklerini söyledi.
Kuzey Karolina’dan Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Virginia Foxx, 3 rektörün de bu oturum sayesinde öğrencilerin hak ettiği güvenli öğrenme ortamını engelleyen antisemitizme karşı yanıt verme ve bunu telafi etme şansına sahip olduğunu söyledi.
Foxx, son iki ayda yaşanan olayların ardından artan antisemitizm ve üniversitenin birbirinden ayrılması gereken şeyler olduğunu vurguladı.
Üç rektör de birkaç saat boyunca antisemitizmle ilgili konularda öğrencilere yönelik disiplin faaliyetlerine, üniversitelerin nasıl farklı görüşleri temsil ettiğine ve kampüsteki güvenliğe ilişkin soruları yanıtladı.
Komisyondaki Cumhuriyetçiler daha çok antisemitizme vurgu yaparken rektörler Müslüman karşıtlığında da bir artış gördüklerini ve bu tür nefretlerle mücadele için çalıştıklarını dile getirdi.
“İfade özgürlüğüne bağlıyız”
Komisyondaki birkaç Cumhuriyetçi, rektörlerin kampüsteki Yahudi öğrencileri korumak için yeterli çaba göstermediğini öne sürerken Kongre Üyesi Elise Stefanik, Gay’a “nehirden denize” ya da “intifada” sloganlarını kullanan öğrenciler için disiplin işlemi yapılıp yapılmayacağını sordu.
İki kavramın da Filistin yanlısı protestolarda kullanıldığını kaydeden Stefanik, “intifada”nın da “sivillere yönelik şiddet ve Yahudi soykırımı da dahil olmak üzere İsrail devletine karşı silahlı direniş çağrısı” olarak değerlendirildiğine dair birçok söylemde bulundu.
Harvard Üniversitesi Rektörü Gay, bu tür “nefret dolu ve saldırgan” söylemlerin onun için “tiksindirici” olduğunu belirterek bu ifadelerin Harvard’a uygun olup olmadığına dair soruya, “Harvard’ın değerleriyle zıt olabilir ancak görüşler uygunsuz, saldırgan ve nefret dolu olsa bile ifade özgürlüğüne bağlılığı koruyoruz.” yanıtını verdi.
Gay, söz konusu ifadelerin şiddeti teşvik eden ya da güvenliği tehdit eden bir davranışa dönüşmesi halinde harekete geçileceğini, bireyleri sorumlu tutabilecekleri güçlü bir disiplin süreçlerini olduğunu söyledi.
Bu zor günlerde topluluklar arasındaki bağın gerildiğini aktaran Gay, ifade özgürlüğünü korurken nefretle mücadele etmeyi tercih ettiğini ve bunun zor olduğunu ifade etti.
Gay, öğrencilerin güvenliğini sağlamaya kararlı olduklarını belirterek Harvard’da antisemitizme yer olmadığını da vurguladı.
Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Magill de bugünün, antisemitizm ve Yahudi topluluğu üzerindeki doğrudan etkisine odaklandığını söyleyerek “Ancak tarih bize antisemitizmin kontrol edilmediği durumda diğer nefret türlerinin en sonunda yayıldığını ve demokrasiyi tehdit ettiğini öğretti.” dedi.
Magill, antisemitizmle mücadele için geçen ay duyurulan bir planın uygulanması üzerinde çalıştıklarını anlatarak güvenliğe, etkileşime ve eğitime odaklanacaklarını dile getirdi.
Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Bob Good da Magill’e kampüste “Müslümanların katledilmesi, Arapların ya da çoğunluğu Müslüman bir devletin yok edilmesine” dair bir destek protestosu olup olmadığını sordu.
Magill, bildiği kadarıyla böyle bir şey olmadığını aktararak “Tüm nefret faaliyetlerinden tiksiniyorum.” yanıtı verdi.
Akademik özgürlüğe ve ifade özgürlüğüne yaklaşımları kapsamında kampüste her yıl birçok konuşmanın yer aldığını aktaran Magill bunların çoğuyla zıt fikirlere sahip olduklarını ancak onları engelleyip sansürleyemeyeceklerini söyledi.
Stefanik’in “Yahudi soykırımı çağrısının” üniversite kurallarını ihlal edip etmediğine dair sorusuna Magill, “Söylem davranışa dönüşürse taciz olabilir, evet.” karşılığını verdi.
Stefanik, MIT Rektörü Kornbluth’a da “Yahudi soykırımı” çağrısının MIT kurallarını ihlal edip etmediğini sordu.
Kornbluth, bunun bireyleri hedef alması durumunda öyle sayılabileceğini, kampüste “Yahudilerin soykırımına” dair ifadeler duymadığını söyledi.
Stefanik’in ısrarla kampüsteki “intifada” çağrılarına işaret etmesi üzerine Kornbluth, “Yahudilerin yok edilmesine” ilişkin bağlama göre antisemitizm olarak nitelendirebilecek ifadeler duyduğunu belirtti.
Stefanik’in bunların üniversitenin kurallarını ihlal edip etmemesine ilişkin sorusu üzerine Kornbluth bunun çok ve şiddetli olması durumunda taciz olarak soruşturulabileceğini söyledi.
Okullara soruşturma
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırısının ardından Eğitim Bakanlığı üniversite kampüslerindeki nefret olaylarına dair iddialar hakkında çok sayıda soruşturma başlattı.
Soruşturmaların neticesinde Bakanlık okullara tavsiyelerde bulunacak ve bunlara uyulmaması halinde okullar federal fonlarını kaybedecek.