İşten çıkarılan ANTIP işçilerinden eylem: İnsanların tazminat hakları nasıl gasbedilir

Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi hastanelerinde bulunan otopark ve kafe işletmeleri için ihale açmış; otopark ve kafelerin işletmeciliğini yapan Ankara Tıplılar Vakfı, ihaleye katılamamıştı. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Ankara Tıplılar Vakfı’ndan işletmeleri boşaltmasını istemiş ve ardından Ankara Tıplılar Vakfı’nın iktisadi işletmesi olan ANTIP AŞ’de çalışan 72 işçi işten çıkarılmıştı.

İşten çıkarılan ANTIP işçileri, tazminat hakları için bugün Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Akademik Yerleşkesi önünde basın açıklaması yaptı. İşçi Çiğdem Koca, şunları söyledi:

“Bizler, Ankara Üniversitesi bünyesinde, Ankara Tıplılar Vakfı’na bağlı ANTIP AŞ işçileri olarak, 31 Aralık 2023’te ihbar ve tazminat haklarımız verilmeden işten atıldık. Üniversite bünyesinde bulunan otopark, kafe ve restoran gibi işletmelerin ihale sürecinde başka bir şirkete verilmesi sebebiyle işimizden ve ekmeğimizden olduk. 6 yıldan 25 yıla kadar buraya hizmet vermiş, gecesini gündüzüne katmış işçiler olarak eylemdeyiz, direnişteyiz. Arkadaşlarımız yıllardır buraya emek vermekte; fakat ne şirket ne de vakıf, bugün ihbar ve kıdem tazminatlarımız için dertlerimize derman olmaktadır. Bir yanda ‘Biz battık, biz bittik’ diyen bir şirket, bir yanda da ‘Bizim şirketle bir bağımız yok’ diyen ve üzerindeki sorumluluğu atmaya çalışan Ankara Tıplılar Vakfı ile karşı karşıyayız. Bizler ise şirkete, vakfa ve üniversiteye yıllarca verdiğimiz emeğin karşılığını isteyen emekçileriz.

“SÖZÜMÜZ, AYLARDIR BU MAĞDURİYETİ GÖREN VE HAREKETE GEÇMEYEN BÜTÜN VAKIF ÜYELERİNEDİR”

Yaklaşık bir buçuk aydır işimiz, ekmeğimiz ve tazminat hakkımız için mücadele içerisindeyiz. Bunun için toplantılar, eylemler ve görüşmeler gerçekleştirdik. Hep birlikte girdiğimiz bu kararlı mücadele sonucunda, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nce sesimiz duyuldu ve üniversite bünyesinde başka şirketler altında da olsa işimize geri döneceğimiz hususunda sözlü teminatlar aldık. Verilen sözlerin takipçisi olmakta ve hakkımızı almakta kararlıyız. Diğer yandan, ihbar ve kıdem haklarımız için çabalayacağını söyleyen, bizlerden süre isteyen Ankara Tıplılar Vakfı yönetimi ve 300 eğitim görevlisi üye hoca için bir çift lafımız var: Süreniz doldu, verilen sözler tutulmadı. Sözümüz, aylardır bu mağduriyeti gören ve harekete geçmeyen bütün vakıf üyelerinedir. Sizlere soruyoruz; geceleri rahat uyuyabiliyor ve eşinizin, evlatlarınızın yüzüne rahatça bakabiliyor musunuz? Bizler, bu ekonomik krizde işsiz kalanlar olarak, hasta yatağında, anaokulu çağında bakmakla yükümlü olduğumuz, şehir dışında üniversite okutmaya çalıştığımız çocuklarımızın yüzüne bakamıyoruz.

“ANKARA TIPLILAR VAKFI VE BÜTÜN ÜYELERİ MAĞDURİYETİMİZİN SORUMLUSUDUR”

Artık sabrımız taştı. Bizim hakkımızı vermiyorsanız size rahat vermeyeceğimizi buradan ilan ediyoruz. Çalıştığınız, yaşadığınız ve özel ofislerinizin bulunduğu her yer, hakkımızı alana kadar bizim için birer direniş alanı olacak. Hastalarınıza, öğrencilerinize ve tüm Türkiye kamuoyuna haklarını, gasp ettiğiniz işçilerin haykırışını duyuracağız. Ankara Tıplılar Vakfı ve bütün üyeleri mağduriyetimizin sorumlusudur. Sorumlulardan hesap sormaktan bir adım geri atmayacağız. Tazminatsız bir şekilde işten atılan ANTIP işçileri olarak; işimize, ekmeğimize ve haklarımıza sahip çıkacağız. Tazminatlarımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Hakkımızı söke söke alacağız. Direne direne kazanacağız.”

İşçiler, basın açıklamasının ardından Ankara Tıplılar Vakfı binasının önüne yürüdü. İşçiler, tazminat hakları için vakıf yöneticilerinden görüşme talep etti. İşçi Ümit Bolatbaş, şunları söyledi:

“Basın açıklamamız da aylardır bizleri oyalama taktiğiyle bir nebze olsun susturduklarına sanan insanlaraydı. Bu basın açıklaması bunla kalmayacaktır. Biz, var olan tazminat haklarımız için bir araya geldik. İnsanları yıllarca çalıştırıp, ‘Bir kuruş tazminat hakkınız yok’ dercesine kaldırıp dışarıya atmak hocalık, doktorluk değildir. 300 tane üyesi olan Ankara Tıplılar Vakfı’na sesleniyorum. Bizlerin tazminat hakları meşrudur, yasaldır, anayasaldır. Bizler, sadece çoluğumuzun, çocuğumuzun geleceğine istinaden bu zamana kadar birlikte bir direniş sergiledik.

“SİZLER, ÜNİVERSİTEDE GENÇLERE, ‘İNSANLARIN TAZMİNAT HAKLARI NASIL GASP EDİLİR’, ONU MU ANLATIYORSUNUZ”

Hocalarımıza soruyorum. Sizler eğitmensiniz. Sizler, üniversitede gençlere, ‘insanların tazminat hakları nasıl gasp edilir’, onu mu anlatıyorsunuz? Sizler, üniversiteyi bırakın, geleceğe evlat yetiştiriyorsunuz. Çoluğunuza, çocuğunuza, torununuza, ‘bu insanlar nasıl mağdur edilir’, bunu mu anlatıyorsunuz? Bu eğitimi mi veriyorsunuz? Yaptığınız hukuki değildir. Yaptığınız gasptır. Yaptığınız insancıl değildir. Bizler, bu konuda eğer ki mağduriyetimiz giderilmezse eylemlerimize devam edeceğiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir